Yıllarca kaymakam, vali yardımcısı ve mülkiye başmüfettişi olarak hizmet verdi. Bir yıldır da DTP'de. Kendini Kürt sorununun çözümünü en iyi bilen insanlardan biri olarak tanımlıyor. Yaman, sorunun TBMM çatısı altında, daha çok demokrasiyle ve her siyasi görüşün sorumluluğuyla çözüleceğine inanıyor. Etle tırnak gibi olan Türk-Kürt kardeşliğini hiçbir gücün bozamayacağının altını çiziyor. Sorunun demokratik yöntemlerle çözümü için herkesin elini taşın altına koymasını istiyor. Aklı başındaki hiçbir Kürt'ün Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne aykırı bir düşünce içinde olmadığını vurguluyor. Son terör olaylarını bazı çevrelerin çıkar hesaplarına bağlıyor. Mart 2009'da yapılacak yerel seçimlerin de bu olayların artmasında etkili olduğu görüşünde. Partisine açılan davanın 'kapatma' kararıyla sonuçlanmasının ise Türkiye'de kaos isteyen çevrelerin ekmeğine yağ süreceğine dikkat çekiyor. Yaman, kapatma davasından olumlu bir sonuç bekliyor İddianamedeki suçlamalara itirazı var. Parti olarak her fırsatta Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünden bahsettiklerini, barış ve kardeşliğe vurgu yaptıklarını belirtirken Anayasa Mahkemesi üyelerinin bu durumu gözeteceğine inanıyor. Mahkemenin 4 üyesini yakından tanıdığını ve ülkesini çok seven bu insanlardan Türkiye'nin aleyhine bir kararı beklemediğini kaydediyor. Yaman, şöyle devam ediyor: "DTP'nin siyaset dışı bırakılmasının Türkiye'nin yararına olmayacağı konusunda hakimlerin vicdani bir kanaate varacaklarını düşünüyorum. Ne yazık ki ülkemizin kaosa sürüklenmesini isteyen ve varlık nedeni bu kaoslar olan çevreler var. Onların ekmeğine yağ sürülmemesi lazım. Bizim hiçbir ifade ve davranışımız Venedik Kriterleri'ne aykırı değil. Zaten iddianamede partinin kapatılmasını gerektirecek bir delil yok. Hiçbirimiz TBMM'ye gelirken yaptığımız yemine aykırı davranmadık." Yaman bugüne kadar kapatılan aynı gelenekteki partilerin AİHM'ye gittiklerini, hepsinin de haklı bulunduğunu hatırlatıyor. Çözümün parti kapatmayla ya da askeri yöntemlerle olmayacağını anlatan Yaman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde, gençlerin dağa çıkmasının yollarının kapatılamadığına yönelik açıklamalarını önemsiyor. Nuri Yaman, "Bu yolu kesmenin yolu barıştır, kardeşliktir, birlikte çözüm aramaktır. Kürt dili ve kültürü üzerindeki baskılar kalkarsa sorun çok daha kolay çözülecektir. Silahın çözüm olmadığını hepimiz söylüyoruz. Hak ve özgürlük aramanın silahla olmayacağına inanan bir insanım. Ancak hak ve özgürlük isteyen insanların üzerine de silahla gidilmemeli." şeklinde konuşuyor. DTP'li Nuri Yaman'ın tespitleri şöyle:
Büyükanıt insancıldı, köyümüzün delisini bile sordu
Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ı üsteğmenliğinden beri tanırım. 1965-68 yılları arasında bizim ilçede görevliydi. O dönemin belediye başkanı ağabeyimle yediği içtiği ayrı gitmezdi. 1. Ordu komutanı ve Kara Kuvvetleri komutanıyken kendisiyle iki kez uzunca sohbet ettim. Görüşmemizde bana 40 yıl öncesinin insanlarını isim isim sordu. Garibanları nasıl baş göz ettiğini anlattı. Mahallenin delisini bile sordu; 'Ne yapıyor?' dedi. Büyükanıt, "Kürt İsmet diye bir arkadaşım vardı, o zaman devlete karşı başkaldırı yoktu." şeklinde bir açıklama yapmıştı. Bahsettiği kişi ağabeyimdi. DTP'den vekil olduktan sonra randevu istedim ama görüşemedik.
Hatalarımız var ama çözüm Meclis'te
39 yıl boyunca devlete hizmet ettim. DTP'den vekil seçilince bazı arkadaşlarım beni yadırgadı. Ama düşüncelerimi anlatınca bana hak verdiler. Parti içinde hiçbir sorun yaşamadım. Arkadaşlarım birlikte yaşam ve birlikte çözüm istiyor. Bazen politika icabı geldikleri kesimlere 'selam verme veya hoş görünme' amacıyla yanlış şeyler söyleyenler olabiliyor. Ama bunlar siyaseten söylenmiş şeylerdir. Yeri, zamanı ve üslubunda hata yapılabiliyor. Ama 21 kişilik gruptaki herkes sorunun Parlamento'da çözülmesini samimi bir şekilde istiyor.
Kan üzerinden asla siyaset yapılmaz
Son olaylarda dökülen kandan ve kirli savaşın sürdürülmesinden belli çevrelerin çıkarı var. Ne Türkler ne de Kürtler kan dökülmesinden ve terörden hoşnut. Şiddetle ne hak aranır, ne de hak arayanlarla mücadele edilir. Bu şekilde hiçbir sorun çözülmez. Son olaylarda yaklaşmakta olan yerel yönetim seçimlerine ilişkin rant beklentilerinden bahsediliyor. Kan üzerinden asla siyaset yapılmaz. Ben bütün bunların ötesinde, çözümü hükümetin inisiyatifi almasında görüyorum. Kürt sorununun temel noktaları çözülürse, PKK'nın kan dökmek için bahanesi kalmaz.
Üst düzey bürokratlarla sürekli görüşüyoruz
İçişleri Bakanlığı'nın, Başbakanlık'ın en üst düzeydeki bürokratlarıyla Kürt sorununun çözümüne yönelik altyapının oluşması için sık sık bir araya geliyorum. Devlet ile parti arasındaki ilişkileri sağlama adına bir köprü işlevi görüyorum. Hükümete partimin mesajlarını götürüyorum. Bakanlarla bu konularda sohbet ediyoruz. Devleti tanıyan ve siyasetin içindeki biri olarak diyalog görevini üstleniyorum. AK Parti, CHP ve MHP'de çok yakın dostlarım var.
MHP lideri Bahçeli'ye çay içmeye gideceğim
Sayın Devlet Bahçeli'yle aramızda çok büyük bir sevgi, saygı var. Sokak hareketlerine yeşil ışık yakıldığı dönemlerdeki gibi bir lider olsa bugün Altınova'da neler olurdu? Bazı çevreler bilseler ki Bahçeli, sokak olayları konusunda sert tedbirler uygulamayacak, yine o girişimlerde bulunurlar. Bahçeli, devleti tanıyan, geçmişi iyi irdeleyen bir insan. Türk-Kürt kardeşliği için onun duruşu çok önemli. Ben kendisiyle görüşmek istediğimi söyledim, 'Beklerim.' dedi. Çay içmeye gideceğim.
HABİB GÜLER-ZAMAN
HABİB GÜLER-ZAMAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder